break down - Turco Inglés Diccionario

break down

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "break down" en diccionario turco inglés : 57 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
break down v. bozulmak
In many areas, sound legislation breaks down as a result of insufficient monitoring and enforcement.
Birçok alanda yetersiz izleme ve uygulama sonucunda sağlam mevzuat bozulmaktadır.

More Sentences
General
break down v. bozmak
It can break down the dynamics of the work and can easily convert it into something different.
İşin dinamiğini bozabilir ve kolayca farklı bir şeye dönüştürebilir.

More Sentences
break down v. yıkılmak
Aziz, at a time like this, one should go for it, not break down.
Aziz, böyle bir zamanda yıkılmak yerine devam etmek gerekir.

More Sentences
break down v. yıkmak
In taking this step, you also broke down the barrier represented by the financial block.
Bu adımı atarak, mali blok tarafından temsil edilen engeli de yıkmış oldunuz.

More Sentences
break down v. ruhen yıkılmak
He broke down when he heard the bad news.
Kötü haberi duyduğunda ruhen yıkıldı.

More Sentences
break down v. parçalamak
This vegetable contains some enzymes that break down the cells responsible for pigment production.
Bu sebze, pigment üretiminden sorumlu hücreleri parçalayan bazı enzimler içerir.

More Sentences
break down v. arızalanmak
Tom would've been here by now if his car hadn't broken down.
Tom arabası arızalanmamış olsaydı şimdi burada olacaktı.

More Sentences
break down v. arıza yapmak
This old car breaks down all the time.
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.

More Sentences
break down v. kırmak
I therefore invite the Commission to take the necessary steps to break down this reluctance.
Bu nedenle Komisyonu bu isteksizliği kırmak için gerekli adımları atmaya davet ediyorum.

More Sentences
break down v. kendini kaybetmek
I'm trying really hard not to break down in front of you.
Senin önünde kendimi kaybetmeyeyim diye gerçekten çok çabalıyorum.

More Sentences
break down v. parçalanmak
It breaks down entirely - obviously, as it is generated biologically.
Biyolojik olarak üretildiği için tamamen parçalanır.

More Sentences
break down v. bozmak
It can break down the dynamics of the work and can easily convert it into something different.
İşin dinamiğini bozabilir ve kolayca farklı bir şeye dönüştürebilir.

More Sentences
Phrasals
break down v. tükenmek
Tom broke down and confessed to everything.
Tom tükendi ve her şeyi itiraf etti.

More Sentences
break down v. baskıya dayanamamak
Tom broke down and told Mary the truth.
Tom baskıya dayanamadı ve Mary'ye gerçeği söyledi.

More Sentences
Technical
break down v. bozulmak
In many areas, sound legislation breaks down as a result of insufficient monitoring and enforcement.
Birçok alanda yetersiz izleme ve uygulama sonucunda sağlam mevzuat bozulmaktadır.

More Sentences
General
break down v. bölmek
break down v. çökmek
break down v. vurup devirmek
break down v. arıza meydana gelmek
break down v. kendinden geçmek
break down v. kendini tutamayıp ağlamak
break down v. listelemek
break down v. analiz etmek
break down v. ayrıntılı döküm yapmak
break down v. çürütmek
break down v. çürümek
break down v. kapıyı zorlamak
break down v. tonunu yumuşatmak
break down v. (kauçuk) plastikleştirmek
break down v. (kauçuk) yumuşatmak
break down v. pes etmek
break down v. (at) topuk eklemini destekleyen bağ dokuları veya kemikleri ciddi şekilde zedelemek
break down v. sindirmek
Phrasals
break down v. ayrıntılandırmak
break down v. ayrıntılarına kadar açıklamak
break down v. ayrıntılı olarak sunmak
break down v. bitkin düşmek
break down v. çökmek
break down v. yok olmak
break down v. yıkılıp gitmek
break down v. toplumsal bir engeli ortadan kaldırmak
break down v. ayrıştırmak
break down v. bileşenlerine indirgemek
break down v. zorla yaptırmak
break down v. baskıyla yaptırmak
break down v. direncini kırmak
break down v. razı olmak
break down v. kabul etmek
Trade/Economic
break down v. iflas etmek
Politics
break down v. çöküntüye uğramak
Technical
break down v. arıza vermek
break down v. işlenmez hale gelmek
break down v. işlemez duruma gelmek
Chemistry
break down v. çözünmek
break down v. çözündürmek
break down v. ayrışmak
break down v. ayrıştırmak

Significados de "break down" con otros términos en diccionario inglés turco: 47 resultado(s)

Inglés Turco
General
break down into v. ayırmak
break down the lesson v. dersi asmak
break down the lesson v. dersi kırmak
break something down v. parçalamak
break down in tears v. gözünden yaşlar boşalmak
break down one's prejudices v. önyargılarını yıkmak
have a nervous break down v. sinir krizi geçirmek
break down the prejudices v. önyargıları yıkmak
break down the prejudices v. önyargıları kırmak
Phrasals
break (down) v. yanlışlığını kanıtlamak
break (down) v. çürütmek
Colloquial
break it down v. adım adım anlatmak
break it down v. sırasıyla anlatmak/açıklamak
break it down [australia] interj. yeter
break it down [australia] interj. durun artık
let's break it down expr. hadi bitirelim şu işi
break it down expr. haydi be uydurma
break it down expr. geç bunları
break it down expr. yeme beni
break it down! [australia] exclam. kes artık!
break it down! [australia] exclam. yapma!
break it down! [australia] exclam. kes şunu!
Idioms
break down and cry v. sinirleri boşanıp ağlamak
break down and cry v. dağılıp/çözülüp ağlamak
break down and cry v. kontrolünü kaybedip ağlamak
break down and cry v. kendini tutamayıp ağlamak
(one's marriage) to break down v. evliliği bitmek
(one's marriage) to break down v. yuvası yıkılmak
break down and cry v. kendini kaybedip ağlamak
break down and cry v. duygularına yenik düşerek ağlamak
break down and cry v. metanetini koruyamayıp ağlamak
break down and cry v. koyuverip ağlamak
break someone down v. birinin çözülmesini sağlamak
break someone down v. birinin açılmasını sağlamak
break someone down v. birinin ötmesini sağlamak
break someone down v. birinin ağzından zorla laf almak
break someone down v. birinin sırları vermesini sağlamak
break someone down v. birini zorla konuşturmak
break someone down v. birine zorla bildiklerini söyletmek
Technical
light break down mill n. hafif ezmeli hadde
blade break-down n. kanat parçalanması
blade break-down n. kanat dağılması
break down of engine n. motor arızası
Electric
break down voltage n. atlama voltajı
Forestry
break down [new zealand] v. (iri kütüğü) kalaslar halinde kesmek
Music
communication break down n. 1969 led zeppelin'in led zeppelin adlı albümünden şarkı
Cinema
break-down n. döküm